Ana sayfa Oyun İnceleme The Division 2 İncelemesi | Washington Evimiz

The Division 2 İncelemesi | Washington Evimiz

881
0
PAYLAŞ

The Division 2 ilk alacakken çok tereddüt etmiştim. Düşünün ki The Division 1 fiyaskosu geçmiş üstümüzden, seriye inancımız kalmamış ve ön yargının dibine vurmuşuz. Evet ilk oyun kendini çok fazla toparladı yeni gelen genişleme paketleriyle, ama hiç bir zaman Dark Zone düzeltemediler. Oyunun ilk çıktığı zaman ki oyuncu potansiyelin hepsini kaybedince de iş işten geçmişti, The Division ölmüştü… Şimdi gel gelelim The Division 2 ne yaptı görelim.

Seriye Gelen Taze Kan

Şimdi The Division 1’i andıktan sonra üstünde ki bütün siniri kustuysan gel abi, üstümüzden ölü toprağını atma zamanı. Serinin ikinci oyununu ne kadar övsem azdır demek geliyor içimden. Ekip olarak bize kendisini çok sevdirmekle kalmadı, özellikle beni bağımlısı yaptı bu oyun. Massive Entertainment o kadar iyi bir iş çıkarmış ki The Division 2 ile laf edecek bir şey bulamıyor insan. Tamam oyun içinde yine buglar var, (özellikle bu skill’leri 14 saniye cooldown’a sokan illetten bahsediyorum) ama bu bugları toparlamak için çok uğraşıyorlar ve bu yazıyı yazdığım sıralar muhtemelen o sorunu da çözmüşlerdir.

Sesler ve Görüntü

Oyun içi sesler, müzikler ve grafiklerin hepsi birer şaheser olmuş. Silah seslerine yenilenme gelmiş, artık kullandığımız silahlardan daha tok ve oturaklı birer ses çıkıyor. LMG “Ağır Makinalı” kullandığım oyun boyunca adeta sağır oldum diyebilirsin. Ateş ederken kullandığın silaha göre, silahtan çıkan boş kovanlardan farklı sesler çıkıyor. Pompalı tüfek ile ateş ederken yere düşen fişeklerin, diğer silahlarla ateş ederken yere düşen kovanların seslerinin değişmesi çok güzel bir ayrıntı olmuş. Açık dünya da bir nebze soluklanıp ortalığı dinlersen, büyük bir felaketten sonra hayatta kalmaya çalışan bir şehrin nefes almaya çalışmasını duyabiliyorsun.

The Division 2 atmosferi her zaman ki gibi nefes kesici.

Oyunun müzikleri o kadar iyi ki bazı yerlerde gaza geldiğimden ötürü öldüğümü söyleyebilirim. En çok gazlayan müzikleri diyeyim sana Balcony Rotary, Espinoza,  Dock Wrecks ve Food Court aç dinle Spotify üstünden. Düşünün müzik o kadar gazlıyor ki, sütunun arkasından çıkıp ölümüne silahınızı düşmanın üstüne kusmak istiyorsunuz. Sonuç genel olarak hüsranla sonuçlanıyor kafanıza yediğiniz bir mermi ile. Bu gazlama oyunun sonlarına doğru daha bir ölümcül oluyor, çoğu düşman kürekle hasar verdiğinden ötürü.

Grafiklerin güzelliği bazen oyunda duraklayıp etrafı seyretmenize sebebiyet veriyor. Dünyayı o kadar detaylı yapmışlar ki, Allah’ım diyorsun bu nasıl bir sanat eseridir böyle. Küçük asılı duran aynaların rüzgarda döndüklerinde, döndükleri noktaları yansıtması bana yok artık dedirtmişti. Hava da uçuşan polenler, su damlaları ve birikimleri, yağan yağmurun etkisi, şehre sis basması sonucu önünü dahi görememen ve daha şu an hatırlamadığım onlarca şey. Adamlar bunlarla teker teker uğraşmış, yapmış, yemiş ve bitirmişler. Snowdrop motorunun ne kadar performanslı ve optimizasyona açık olduğu tartışılır fakat, çok güzel etki bırakıyor.

Komutanımmm…..

The Division 2 bize adeta içerik kusuyor. Kaleler, görevler, yan görevler, ödül avları, dark zone, kontrol noktaları, erzak devriyeleri, dinamik harita ve dünya içine yerleştirilmiş gizli olaylar (bunlardan bir tanesi 12 tane Hunter öldürmek). Dünya o kadar canlı ki, oyun içinde bir görev yaparken bir çok görev üst üste binip, ortalık tamamen kaosa dönebiliyor. Başımıza gelen şu örneği verebilirim; ödül avına çıktığımız bir görev sırasında, tam ödül avına saldırmaya başladığımız an üstümüze devriye atan birim çullandı. Çıkan onca silah sesi yüzünden kontrol noktasına çok yakın olduğumuz için, bu sefer de kontrol noktası tetiklendi. En son sanki bütün şehirle çatışıyorduk ve cadde tamamen kaosa dönmüştü.

Harita için de bolca aktivite bulunuyor.

BİR CEVAP BIRAK

Please enter your comment!
Please enter your name here